Tüm köşe yazılarımda, özellikle  Mersin’le ilgili sorunları konuşmaya dikkat ederim; bu anlamda her kent yazarının, genel politik kaygılardan ve yönlendirici yorumlardan uzak durmalarında, mümkün olduğunca kentle ilgili pratik meseleleri sorun edinmelerinde fayda görürüm; yazılarım da hep bu doğrultudadır..

Özetle, ulusal  konularda  nadiren yazarım; orada bile Mersin’e dolaylı bir ilgi, fayda ve teklif olur.

Mersinli firmaları da ilgilendiren Suudi Arabistan Ambargosu konusunda yazdığım köşe yazısının Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ulaştığını, Mersin’i de ilgilendiren Türkiye- KKTC İlişkileri üzerine yazdığım köşe yazısının da Sn. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a ulaştığını biliyorum.

Şimdi bu yazımın da Sn. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ulaşmasını ümit ediyorum. Mesele hem Mersin için, hem de ulusal düzeyde sancılı bir konudur ve bunun kör bir inatla, ideolojik taassupla çözülmesi mümkün değildir.

Arapça tabelalarla ilgili birçok yazı yazmış; yasaklamayı eleştirmiştim.

Bunun Türkçeyi özendirmekle falan ilgisinin olmadığını, ortalıkta İngilizce sayısız saçmalıklarla dolu tabelalara gösterilmeyen tepkinin Arapça tabelalara gösterildiğini, bunun gerisinde tamamen politik bir taassubun yattığını öne sürdüm.

“Mersinmedyatek” haber sitesinde yayımlanan  konuyla ilgili son yazımı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz

Sn.Özgür Özel’in de geçtiğimiz hafta aynı görüşte olmasını memnuniyetle karşıladım; aşağıdaki  yazı için de  cesaret buldum.

Bugünkü yazım milli bayramlardaki törenlerle ilgili…

Son 19 Mayıs kutlama törenleri konuyu hatırlattı.

19 Mayıs törenleri olağan program ve akış içinde olaysız kutlandı.

Kent protokolü halkla fotoğraf çektirip, röportajlar verirken başka bir grup tören alanına girmeye başlamıştı.

Kent protokolünün alandan ayrılmasından sonra CHP’ nin Alternatif Bayram Kutlama Programı başladı.

Bu her bayram yaşadığımız bir konuydu.

Neden hep birlikte kutlamıyoruz? diye kendi kendime sorardım.

Daha kalabalık, daha coşkulu bir kutlamadan niye kaçınıyorduk?

Ayrışma, kutuplaşma suçlamalarıyla dolu politik söylemimize karşın, her birimiz gerektiğinde birlikte davranmayı, hele ulusal bir bayramı kutlamak için el ele olmayı niye istemeyiz!

Hani Mersin deyince önce hoşgörü, barış, karşılıklı birbirini kabullenme akla gelirdi. Hani bu kent Cumhuriyet öncesinden beri demokratik dayanışmanın, farklı olana eşit davranmanın, mezarlıkta bile iç içe sonsuzluğa uyumanın modeliydi…

Bu kentte yıllarca her din, ırk, mezhep, siyasi görüşten insanlar barış içerisinde yaşamışlardır.

Dini bayramları karşılıklı saygı ile kutlamışlardır.

Şimdi ne oluyor da Büyük Önder’in emaneti bile bizi buluşturmaya yetmiyor? Ne oluyor da bu kentte kutlama için bile kardeşçe buluşamıyoruz? Ne oluyor da aynı Bayrak altında kol kola gelemiyor,  Milli Marşı bir ağızdan söyleyemiyoruz?

Bu kutuplaşma öfkesinin, bu ayrışma inadının bizi nerelere sürüklediğini nasıl göremiyoruz? Siyaset, elbette farklı düşünüşlerin tartışmasıyla ilerler; demokrasi, farklı anlayışların birbirine temas etmesiyle güçlenir; kutlamalar, bayramlar, Bayrak ve Milli Marş söz konusu olduğunda siyaset susar, susmalıdır.

Lütfen herkes sakince öz eleştirel bir vicdanla, toplumsal ahlak ve kültür adına, Mersin tarihinin bize emanet ettiği farklılıkları saygıyla koruma ahlâkı adına, demokrasi adına yaptıklarını gözden geçirsin. Hangi görevde ve hangi düşünüşte olursak olalım, Bayrak ve Milli Marş bizi birleştiremiyorsa yazıklar olsun siyasete de, hizmete de, ideolojiye de.   

Bunlar bu güzel kente de, ülkeye de, insanımıza da layık değil; siyaset de bu değil…

Benim beklentim, özellikle siyaset kavramına getirmeye çalıştığı yeni ve olumlu içerik uyarınca, Sn. Özgür Özel’in burada da bir hoşgörü göstererek alternatif kutlamadan vazgeçilip birlikte bir kutlama yapılması önerisinde bulunmasıdır.

Birlikte, el ele kutlamayı yaparız, Bayrağımızın gölgesinde Milli Marşımızı bir ağızdan söyleriz, sonrasında yine farklı düşüncelerimizi tartışmaya döneriz. Böylesi bir davranış etiği kişiseldir, özeldir ve korunmalıdır; kimin ne yaptığının hiç önemi yoktur. Çünkü toplumsal sorumluluk, etik ölçüler ve demokrasi kültürü kişinin öz değeridir; kişiler ve kurumlar her koşulda bu değerlerle vardır.

Hadi bu ayıptan uzaklaşalım; Bayram Kutlama kültürünü, siyasetin ışıksız ve soluksuz kılmasına izin vermeyelim.

Sn. Genel Başkan Özgür Özel’in  bize iyilikler duyumsatan ve farklı bir siyaset tarzı vaat eden yaklaşımı, bu mesele için de çözüm olacaktır.

Bunun barış ve hoşgörü kenti Mersin’den başlaması ayrı bir değer kazanacaktır.

HARUN ARSLAN…. 20 Mayıs 2024