Geçtiğimiz hafta sonu Sinan Oğan Mersindeydi.

Programına katılarak konuşmasını dinledim; kendileriyle  sohbet etme fırsatım oldu.

Daha önce televizyon programlarında  izlerken edindiğim izlenimlerim olumlu idi; farklı, özgün bir siyasetçi profili çiziyordu. Hukukçu kariyerinin üzerine inşâ ettiği bu politik profil, düzgün ve kendi içinde tutarlı söylemiyle dikkatimi çekiyordu.

Özetle; konulara hakimiyeti, düzgün Türkçesi, pratik zekası, yerinde cevapları ile dikkati çeker sempati ile izlerdim.

Burada hem konuşmasını dinleme, hem de sohbet ederek kendisini yakından tanıma fırsatım oldu.

*                     *                     *

Genelde siyasi konuşmalarda tek taraflı olunur, iktidar yanlısı ise iktidar övülür muhalefet yerilir. Muhalefet yanlısı ise bunun tam tersi yapılır. Bu konumlanma, verili siyaset dünyamızda en ucuz ve kolay bir yoldur.

Sinan Oğan bunların tam tersi bir konuşma yaptı.

Hükümetin bazı politikalarını eleştirdi, yanlış sonuçlar alındığını belirtti.

Fakat doğru yapılanları da anlattı…

Alışık olduğumuzun dışında yalnızca kötüleme ya da yüceltme dışında, yeni bir siyasi tarzla karşılaşıyorduk.

Yapıcı eleştiriler, yararlı öneriler değerli olmalıdır.

Ama biz eleştiri özürlü bir milletiz. Eleştirilerden rahatsız oluruz, hep övülmek isteriz; bu yolla da daha ileri gidemeyiz. Oysa eleştirel bir zekâ sorumluluk alır; seçenek ve çözüm konularında yükümlülük alır; olumluyu da işaret ederek nesnelliğini güçlendirir ve olumsuz sözlerine de bir güç kazandırır. Siyaseti izleyen kamuoyu da buradan gerekli dersleri çıkarır; siyasetin bir kör dövüşü olmasından rahatsız olur ve kutuplaşmayı önler. Kaldı ki hayatta hemen her düzeyde bir kişinin, kurumun, partinin hemen her konuda haklı ya da haksız olması eşyanın tabiatına aykırıdır.

Sinan Oğan’ın bu özelliğini, siyaset yapma tarzını ve ahlâkını çok kıymete değer buluyorum.

*                     *                     *

Bu bağlamda meseleyi parti tezleri ve düşünceleri açısından değil, siyaset anlayışı ve siyaset dili üzerinden değerlendirmek istiyorum.

Sinan Oğan ,” önce ülkem” diyen bir kişi. Siyasi hayatımızda ender de olsa bunun örneklerini görmüşüzdür. Kişiler vardır, ülke olumsuz bir durumda ve bir tehlike içerisinde olduğu zaman hiçbir art düşünce, hiçbir beklenti, hiçbir hesap olmadan sadece ülke yararını gözeterek ülkenin selameti için ellerini taşın altına koyarlar. İşte Sinan Oğan bu kişilerden biri…

Sinan Oğan Genel Başkanı olduğu Türkiye İttifakı Partisi’nin Mersin İl Başkanlığı’nın açılışını yaptı.

İl Başkanı Orhan Oğuz Çetinkaya … Bu görev için en doğru seçimi yapmışlar.

Kendisini uzun yıllardır tanırım. Ülkemiz ve kentimiz için her zaman faydalı olmaya çalışan, değerli bir kent dinamiği; kıymetli bir hemşerimizdir.

Sinan Oğan, “Türkiye İttifakı Partisi” olarak 2028 seçimlerine hazırlandıklarını ve Türkiye’yi yönetecek kadroları içeren bir yapılanmaya doğru gittiklerini söylüyor.

Konuşmasında kendileri için meselenin, ülkenin krize sokulmaması ve istikrarlı bir şekilde yürüyüşüne devam etmesi olduğunu aktaran Sinan Oğan, yukarda kısaca not ettiği politik profilin tanımını destekliyor.

Önemli olarak gördüğüm özelliği ise konuşması, duruşu, davranışları ile liderlik vasıflarına sahip bir kişi. ..

Çevremizde, liderlik vasfına uymayan liderleri (!) görüyoruz. Liderlik vasfı sonradan kazanılmıyor; ama doğuştan bu vasıflara sahip bir kimse bilgisini, görgüsünü, mantığını, düşüncelerini geliştirebiliyor.

Ben bunları Sinan Oğan da gördüm. Hukukçu kariyeri ve siyasetteki kanıtlanmış güçlü kişiliğiyle politik dünyamıza büyük katkıları olacaktır. Yukarda söylediğim üzere; siyasete dair önerileri, sosyo-ekonomik düşünceleri, ulusal, bölgesel ve küresel meselelere dair önerileri tartışılabilir; ama siyaset yapma tarzıyla, karizmatik kişiliği ve düzgün Türkçesiyle, tertemiz hukukçu kariyeri ve şimdiye kadar olan güçlü  imajıyla  çok farklı bir siyasetçiyle karşı karşıya olduğumuz kesindir.

Kendileri de konuşmasında, 2028 seçim döneminde  düşünceleri ve konumlarıyla yepyeni  siyasi figürlerin olacağını belirtiyor.

Buna katılıyorum. Öte yandan, seçimlerle bölünmeyen uzunca bir dönemde seçmen açısından ciddi kaymaların yaşanacağını söylemek kehanet sayılmaz. Şu sırada bile yüzer gezer oylarda ciddi bir yoğunlaşma gözlüyorum. Eriyen partiler var, varlık gerekçesi ortadan kaybolmuş  siyasi çizgiler var; çünkü ülkemiz, yakın coğrafyamız ve tüm dünya hızlı bir değişim geçiriyor; ekonomik parametreler, sosyal dinamikler, iletişim ve değişim mecraları  hızla gelişiyor; artık hayatı algılamak, değerlendirmek ve seçenekler önermek bambaşka bir siyaset tarzına ihtiyaç gösteriyor. Liderlik meselesi yine önemli bir konudur; ama sorunlar karşısında pratik ve gerçekçi konumlanma öne çıkıyor. Özetle, eski tip taşra kafasıyla, kasaba kurnazı politikacılarla, içi boş sloganlarla ve kirli irtibatlarla siyaset yapma alışkanlıkları hızla siliniyor.

Bu bağlamda, gelecek dönemde Sinan Oğan’ın önemli bir siyasi figür olarak Türkiye siyasetinde olacağını düşünüyorum ve kendisine başarılar diliyorum.

Siyasi hayatımıza, toplumsal sorunlarımıza değerli katkıları olacağı inancıyla yolu açık olsun.

HARUN ARSLAN…..29 Mayıs 2024