“Limanı, Serbest Bölgesi, demiryolu, otoyol bağlantıları, organize sanayi bölgeleri, denizi, verimli tarım arazileri, doğal güzellikleri, Akdeniz’in en eski antik limanı, sanayi tesisleri, krater gölleri, ırmakları, zengin bitki örtüsü, kuş cenneti, şelaleleri, meraları, zengin tarihi eserleri, ormanları, yaylaları, kayak merkezi olabilecek yerleri, modern spor tesisleri, 25 bin kişilik stadyumu, opera ve balesi, klasik Türk müziği korosu olan bir kent düşünün…”

Bu girişle başladığım birçok yazıma, bir yenisini ekliyorum; çünkü bu kentin çözüm bekleyen yığınla sorununu, girişte not ettiğim sayısız zenginliğiyle bir arada düşünmek insana acı veriyor; akıl ve mantık sınırlarını zorluyor.

Evet; Mersin maalesef üzerinde olduğu büyük hazineden yaralanamayan, bunun için gerekli sistemden ve işleyişten mahrum bir kenttir. Yerel yönetimlerin tek başlarına çözmeye güçlerinin yetmediği yerel sorunlar, sanki artık bu kentin kaderi durumundadır. Mesela kent içi ulaşımdaki utandırıcı sefalet çözülemiyor; havalimanı başta olmak üzere büyük yatırımlarda sonuca gidilemiyor, büyük tarihi ve doğal hazinemize rağmen dış turizmde ilkel durumdayız; çoğu hizmet alanlarında büyükşehir ölçülerinin çok gerisindeyiz.

Peki bu dramatik sıkışma nasıl aşılacak?

Bunun için  merkezi hükümetle  yerel yönetimin birlikte ve uyum içinde  çalışması ve vizyoner projeler gerçekleştirmesi gerekiyor.

Yerel yönetimin, özellikle de Büyükşehir yönetiminin çoğu kez zorunlu olarak, bazen de gereksiz yere merkezî yönetimle siyasi gerginlikler yaşadığını yıllardır izliyoruz. Bu gerilimler de, elbette siyasetin doğası gereği, kentsel gelişim için gerekli imkânları zora sokuyor, engelliyor. Merkezî yönetimin, kendisiyle uyumlu bir yerel yönetime sağlayacağı imkânlar önleniyor.

Bu ve benzer bir akıl yürütmeyle ve sadece bu güzel kentin layık olduğu çağdaş hizmetlerden gereğince yararlanabilmesi, dramatik hizmet açıklarının kapatılması için, her yerel yönetim seçiminde “bu defa zenginliklerden yararlanacak bir vizyon görebilecek miyiz?” diye ümit  ederiz.

*                     *                     *

Mersin’in yerel yönetimlerdeki son 4 dönemini incelersek:

İki dönem adeta bir “Belediyecisiz” dönem yaşandı.

Daha sonra belediyecilikle tanıştı; ama bu “kasaba belediyeciliği” idi.

Son dönemde ise nispeten “çağdaş bir kent belediyeciliğini” gördük.

Mersin, yakın dönem geçmişine göre başarılı bir yerel yönetimle tanıştı. Sahilimize çeşitli modern kafe ve restoranlar açıldı.

Yeni kavşaklar düzenlendi.

Yollarımızda artık uyarıcı sarı çizgiler var.

Sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerde ciddi bir yoğunluk oluştu.

Bunların dışında birçok klasik Belediye çalışması ve projesi gördük.

Ama yine de merkezî idarenin desteğine muhtaç köklü hizmetlerde gecikme sürüyor; Büyükşehir (?)olan Mersin’de kent içi ulaşımda raylı sistem sağlanabilmiş değil.

Özetle:Mersin daha büyük, vizyoner, halkın refah seviyesini arttıracak, istihdam sağlayacak, kent ekonomisini katkı verecek daha doğrusu  artık bu kentin sahip olduğu hazinenin farkına varacağı bir çalışma ve projeler bekliyor.

*                     *                     *

Hafta sonu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Serdar Soydan kampanyasına ait bir tanıtım toplantısı yaptı.

Etkinlik bundan önce gördüğümüz klasik kasaba tipi siyasi etkinliklerin dışında, profesyonelce hazırlanmıştı.

“Cumhur İttifakı “ sonunda Mersin’in yapısını anlamış ve ona göre bir seçim çalışması yapmaya başlamış…

Serdar Soydan ailesi ile birlikte salona girdi; uzun süre hep birlikte salondakileri selamladılar

Çocukları ile çok sempatik bir görüntü verdiler.

Serdar Soydan son derece samimi bir şekilde güler yüzle, içtenlikle Mersin’i ve düşüncelerini ana hatlarıyla anlattı.

Dersine iyi çalıştığı görülüyordu.

Mersin’in en önemli zenginliğinin turizm olduğunu, ondan sonra da tarımın geldiğini düşünürüm.

Serdar Soydan da konuşmasının başında turizm zenginliklerimizden,  sonra da  başta narenciye olmak üzere tarımdan söz etti.

Seçim konuşmalarında alıştığımız, suçlayıcı, itham edici, kötüleyici üslubu göremedik.

Kendini, kentle ilgili düşüncelerini temiz ve açık bir dille anlattı.

Alçak gönüllü, hoşgörülü,  samimi kişiliğini salona hissettirdi.

“ Cumhur İttifakı “ adayı kimliğini koruyarak, ucuz siyaset dilinden uzak bir profil çizdi.

Toplantıda MKYK üyesi ve eski Bakan Yardımcısı Sn. Mustafa Sever de vardı. Kendisi bir dönem Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak çok başarılı  imajıyla hâlâ hafızalarımızdadır. Şimdilerde de Cumhur İttifakı için uzun zamandır sahada adım adım geziyor; insanımızla buluşuyor, onlara hizmete dönük gerçekçi bilgiler aktarıyor ve sonuçta Cumhur İttifakı Adayı Serdar Soydan için çok kıymetli çalışmalar yapıyor.

Umarım bu defa Mersin’in zenginliklerinin farkında , vizyoner projelerle  hizmet açığımızı kapatacak bir  yönetim sürecine kavuşuruz. Mersin, politik gerilimler içinde harcanacak bir kent değildir; siyaset, kendi kulvarında elbette olanca sertliğiyle çalışacaktır; ama yerel yönetimler öncelikle birer doğrudan ve günlük hizmet alanıdır. Bu hizmetleri tökezletecek gereksiz ve anlamsız politik hesaplardan, gerilimlerden, tercihlerden uzak olunmalıdır.

Umarım ve dilerim, bu güzel kent Mersin hak ettiği her şeye kavuşur.

HARUN ARSLAN 04 Şubat 2024