Baha AKINER

71’in, hani şu dokuz yüz olanından, Nisan’ının, muhtemelen 8’i – 10’u gibi, gündüz iş çok illa ki o gecelerden biri, annemin babamın yakınlaşmasıyla başladı yapım çalışmam…

52 yıl önce bugün, 72’de, Ocak’ın 18’inde, bir Salı günü, İzmir-Tire merkeze boylu boyunca kurulan ‘Tire Salı Pazarı’ telaşında, saat 13.00’te, Bahçekahve’nin yeşil – mavi karışımlı boyalı iki odalı evinin bir odasında, anamın sancıları sonucu ve bağırması çokça…

Utanmış anam zemin kattaki evin geleni geçeninden, ‘bağırılmaz ayıp’ diye hep tutmuş içinden…

Başında hepsi rahmetli; anneannem Çakır Ayşe, -dünyadaki meleklerden şimdi uçtu- Saime yengem, eeee bir de ebeannem…

Dememişler ki: Ayıp değildir bağırmak Emine; ayıp onda bunda değil, ayıp zihinlerde…

Sadece anam mı? Basmışım feryadı; öyle bir ağlamak öyle bir ağlamak, sanki işim – gücüm bağırmakta anamı bastırmak…

Babam Tire’nin en eski terzilerden; Selanik – Serezli, ATATÜRK’ün sakası Saka Mahmut’un torunu, terzi Sadık’ın oğlu, terzi Tanju…

Anam; Bayındır Burgaz Köyü’nden aslı, mevlithan hoca Emine, ayakkabıcı İhsan’ın kızı…

Komşusuymuş anam babamın. Görücü usulü evlenmenin sonucunda ablam doğmuş önce. Anamın babamın ortanca çocuğuyum ben. Hem büyüğüm var, hem küçüğüm en güzelinden…

Canım ablam Bahtiyar Memioğlu’nun kardeşi, canım kardeşim Barış Akıner’in ağabeyiyim…

Yeğenlerimin dayısı, amcasıyım. Dünyadaki tüm çocukların, ama tümünün de oyun arkadaşı…

52 yıl yaşadım dolu dolu, gayrısını bilemem…

Sevdim,
Sevildim,
Üzüldüm,
Ağladım,
Yaşadım be hep; yaşadım…

Antakya’nın tanınmış ailelerinden Dayıgiller’in kızıyla evliyim. Hayat arkadaşım Esra Akıner; evimin huzuru, kıymetlim…

2 oğlumuz oldu. Birine Ege koyduk, birine Efe. Ege’ye dedesinin ismini ekledik: Tanyu. Efe, yalnız kaldı isimde. İkisi de paşam, huzurum, geleceğim, en sakındığım; kisinin de kokusuna doyamadım…

Bugün ben doğdum dostlar. 52 yıl oldu dolu dolu doğumum…

Daha yaşanacak ne kadarım var bilemem. Kızmayın bana: siz dostlarım, siz insanlarım; dediklerimi iyi belleyin…

Bugün ben doğdum ama oldu da gittim yakında; aklınıza gelirsem, iyi bir insan olmaya çalıştım hep…

Ama olur da; illa küfür etmek isterseniz arkamdan, sizden isteğim sadece bana edin…

Yok kimsenin bir suçu! Yapmışsam size bir yanlış, benim terbiyesizliğim…

Güzel şeyler söyleyecekseniz de; Ata’larımı, ailemi, çocuklarımı, beni yetiştiren hocalarımı, alayını karıştırın. Onlardandır güzelliğim, tek başına ben bir hiçim…

Arkamdan ister dua edin, ister küfür edin. Siz iyi insanlar! Siz siz…

Üstünüze alınınız lütfen: Çocuklarıma, aileme iyi bakın. Yani siz bilirsiniz ama en değerlilerim onlar…

Cehenneme mi yanmaya, cennete mi yaşamaya gidiyorum bilmiyorum. Var mı, onu bile bilmiyorum. Oradan bulursam bir yol; bir güzellik yaparım, olup olmadığını iletirim size…

Hayatım çevremdekilere güzellik yaparak geçti bu arada. Çoğu zaman sıkıntısını yaşadım ama ne yapayım, ben böyleyim…

Ben;
Yaşadım,
Sevdim,
Sevildim,
Ağladım,
Güldüm,
En dibine kadar…

Daha görülecekse görülecek, yaşanacaksa yaşanacak öbür dünya var. En yakın zamanda beklemem. Hayat güzel, tadını çıkarın…

Bugün ben doğdum. Tam 52 yıl oldu dolu dolu. Ne kadarım kaldı, aklımda hep bir soru…

Ben mi?
Yaşadım,
Sevdim,
Sevildim,
Üzüldüm,
Ağladım;
Dedim ya: Yaşadım be, yaşadım…

Siz dostlarım, siz insanlarım; hayat otobüsümde bana eşlik ettiğiniz için minnettarım…