Ne zaman bir konuda gerçek potansiyeller harekete geçmese, potansiyeller olmasına rağmen arzu edilen projeler yarım kalsa, bu konuda her zaman söylenen bir söz vardır: “İrmik var, şeker var, yağ var geriye tatlıyı yapmak kalıyor” deriz. Yani, ülkemizde ne yazık ki her zaman her iş organizasyona ve uyumlu çalışmaya kalıyor, birlikteliği yakalayabilmeye kalıyor. Mersinimizde de durum farklı değil. Her ne kadar son 2-3 yıldır bu birlikteliği tesis etmek, bu dayanışmayı yakalamak, kürekleri aynı yöne çekebilmeyi başarmak adına çok ama çok mesafe aldıysak da, hala kentimizin önemli yatırım eksikleri anlamında daha çok diyaloğa ihtiyaç var. Elbette bu diyaloğu etkin şekilde kurmak öncelikle daha çok icra gücü olan, yetkisi olan kurumlardır. Makro düzeyde ilgili Bakanlılar ve kentimizi temsil eden milletvekillerimiz, kent düzeyinde ise Valiliğimiz, başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere tüm yerel yönetimler ve STK’lar bu etkin diyaloğun parçalarıdır. Kenti ilgilendiren, ister ekonomik yatırımlar ister kentin şehir ve yatırım planlaması başta olmak üzere her konuda kentin yerel dinamikleri de masada olmalıdır, düşüncelerine başvurulmalıdır. Kentin yöneticileri ne kadar uyum içinde çalışır ve kent adına tek ses olmayı başarırlarsa, devlet kademelerinde de sesimiz o kadar dikkat çeker. Eğer son birkaç yıldır yakaladığımız bu etkin dayanışma ve iş birliğini daha güçlü kılamazsak birçok yatırımımız yarım kalacaktır.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK LİMANINA SAHİBİZ AMA LOJİSTİK MERKEZİMİZ YOK

Örneğin, şu anda Türkiye’nin lojistik başkenti olan, Türkiye’nin en önemli ithalat ve ihracat kapısı olan, kısaca bölgenin ve Türkiye’nin ulusal ve uluslararası taşımasını sırtlanan bir lojistik kenti olan Mersin’in hala modern anlamda bir lojistik köyü yok. İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en büyük dış ticaret kenti olan Mersin’in, Türkiye’nin en büyük limanına sahip olan Mersin’in lojistik köyü yok. Lojistik köy demek özellikle uluslararası taşımacılık kalitesinin artması, zaman ve maliyet avantajı demek, rekabetçi olmak demek. Günümüz ekonomi dünyasında artık ucuz iş gücü gibi klasik avantajlar yok oluyor. Çin’de bile işçilik maliyetleri çok düşük değil artık. Günümüzde rekabeti sağlayan en önemli girdilerden biri de lojistik girdileri. Modern anlamda planlanan lojistik köylerin maliyetlere %10 ile %20 arasında avantaj sağladığı biliniyor. Şimdi doğru bir diyalog sağlanmadan, yerel dinamiklerin bu talepleri yok sayılarak hayata geçmeyen bu projenin en çok kime zararı dokunuyor? Elbette tüm üreticilerimize ve ihracatçılarımıza tabi ki. Öte yandan, yine Mersin Nakliyeciler Sitesi’nin ve garajının da daha uygun bir yere taşınması adına sektör imar planları ve yer tahsisi anlamında kent dinamiklerinin ve ilgili devlet kurumlarının uyum içinde çalışmasını bekliyor. Bunlar aynı zamanda kentin kentsel planlarını da zora sokan, kentleşme kalitesini olumsuz etkileyen konulardır.

ÇUKUROVA HAVALİMANININ ETRAFI LOJİSTİĞE DESTEK VERECEK ŞEKİLDE PLANLANMALIDIR

Lojistik söz konusu olunca elbette Mersin’in bu alandaki beklenen en önemli yatırımı Çukurova Havalimanı’dır. Devam eden inşaatın elbette tamamlanacağına inanıyoruz. Çukurova Bölgesi er ya da geç bu havalimanına kavuşacak. Ancak, en az havalimanı kadar önemli bir konu var: Bu da bu yeni havalimanın etrafını doğru planlamaktır. Bilindiği gibi Çukurova Havalimanı sadece yolcu taşımayacak, bölgemiz adına bu havalimanının en önemli artısı etkili bir kargo kapasitesinin olmasıdır. Bu da bu havalimanının kentin ve bölgenin lojistiğinin en önemli parçası olacağı anlamına gelir. Bu havalimanı sayesinde bölgenin değerli, katma değer yaratan ürünlerinin ihracata entegre edilmesi, uzak pazarlara kısa sürede ulaştırılması mümkün olacak. Bundan dolayı havalimanının etrafının da bu kargo ve etkin lojistik vizyonuna uygun, bu lojistiğe destek verecek şekilde planlanması gerekiyor, imar planının buna göre yapılması veya revize edilmesi gerekiyor. Yoksa bu havalimanının etrafı bu vizyona destek vermeyen, sadece ranta yönelik bir gecekondulaşmaya dönüşmemelidir. Yani bu noktada bütüncül bir planlama yapılmalıdır.

MERSİN’E YAPILAN YATIRIMLAR TÜRKİYE’YE HİZMET EDİYOR

Tüm bu devam eden, planlanan veya talep edilen yatırımlar bütüncül değerlendirilmezlerse, kentin yerel dinamiklerinin görüşleri de alınarak planlanmazsa bir yanı hep eksik kalacaktır. Tüm bu yatırımların sadece Mersin’le ilgili olmadığı, aslında bölgeye ve ülkeye daha çok hizmet eden, Mersin dışında çok daha fazla kullanıcıya hitap eden yatırımlar olduğu görülmelidir. Mersin artık bu etkin diyaloğu, dayanışmayı, kurumlar arası iş birliğini gerçek anlamda yakalamayı başarmıştır. Bunu bozmadan, daha da güçlendirmeyi başarırsak Mersin olarak dışarda da daha güçlü oluruz. Böylece doğru yatırımların doğru yerlere yapılmasını sağlarız. Mersin dünyaya açık yapısıyla, modern insan kaynağıyla, hoşgörü kenti özelliğiyle kendi arasında böylesi bir diyaloğu ve dayanışmayı gösterebilecek ilk kent olmalıdır.

Ayhan Kızıltan

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkanı