Seçimin ardından yazılarımda sonuç olarak kazananları ve seçim için gereğince çalışmayan, başarısız olanları yazdım.
Kazanan Büyükşehir Belediyesi siyasi ekibi iyi çalıştı. Aksi durumda olsaydı, yani parlak bir çalışma olmasaydı da, oy oranı % 50 civarında olurdu, yine kazanırdı. Türkiye’nin genel durumundaki CHP oylarının artışı Mersin’e de yansıdı.
Cumhur İttifakında Ak Parti sahada bir çalışma göstermedi.
Çalışsa idi oy oranı % 35 – 40 civarında olurdu, yine kaybederdi.
MKYK Üyesi ve Eski Bakan Yardımcısı Mustafa Sever’in çalışması en azından ittifakın onurunu biraz olsun kurtardı; çünkü Mustafa Sever’in bireysel çalışması olmasaydı %30 unda bir hayli altında kalınacaktı.
* * *
Şimdi Mersin için önümüze bakmak gerek
Merkezi hükümetle yerel iktidarın, Mersin yararına uyum içerisinde çalışmasına katkı verilmeli ve bunun yollarını aramalıyız.
Üç yıl önce yaşadığım bir olayı örnek olması açısından anlatmalıyım:
Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Sn. Ersin Tatar, Silifke’de bakımsız durumdaki “Kıbrıs Şehitliği”nin düzenlenmesini istemişti.
Konu ile ilgili iki kez Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüştüm; kendileri ilettiğim soruna çok sıcak baktılar.
Bunun sonunda hem Kuzey Kıbrıs ile hem de Kıbrıs konusunu önemseyen Cumhurbaşkanımız ile yerel yönetimin ilişkileri olumlu yönde gelişecekti.
Başkan, bürokratlarına gerekli talimatları verdi; fakat Belediye içindeki bürokratik işleyişe yerleşen bir anlaşılmaz irade var; bu irade, üstüne vazife olmadığı halde Merkezi İktidara aykırılığı, devlet kaynaklı hizmetlerin engellenmesini, belki de bu süreçte Belediyenin başarısız olmasını da göze alarak gerçekleştirmeyi görev biliyor-idi…
Nitekim, KKTC ile ilişkiler açısından kısmen resmi düzeyde, ama esas olarak sıradan gündelik hizmetler niteliğinde olan, bizzat Başkan Seçer’in de yakın durduğu bir basit sorunun çözümünü, Belediye içindeki bu negatif yapı engelledi!
Oysa, söylemek bile gereksiz: Başkanın çevresindeki yapı, politik değil hizmet esaslı görev yapar; Başkanın açık talimatları dışında, gerektiğinde Başkanın haberi bile olmadan ona güç ve vizyon kazandıracak adımlar atar; kararlar alır.
Umalım ki yeni dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı çevresinde her konuya siyasi bakan, olumsuz düşünen, sonuçta da kente zarar veren kişiler olmaz.
Geçtiğimiz dönem Büyükşehir ile ilçe Belediyeleri arasındaki uyumsuzluk da umarım bu dönem yaşanmaz.
Bu bağlamda Büyükşehir yönetim kadrosu için bir de olumlu örnek vereyim:
Birkaç ay önce Büyükşehir Belediyemiz 2 önemli etkinlik ya
- 2. Mersin Uluslararası Edebiyat Festivali
- 2. Mersin Ulusal Estetik Sempozyumu yaptı.
Mersin’e büyük prestij kazandıran bu iki etkinlik, her kademeden ilgili yönetici kadronun başarılı yönetimi, sahipliği ve özel gayretleriyle tamamlandı.
Sn. Vahap Seçer elbette karar verici irade olarak kıymetli bir çalışmayı sahiplendi; ama ilgili yönetim kadrosu doğrudan konuyu üstlendi, kusursuz bir çalışmayla Mersin’e vizyon katan bir işi başardılar.
Özetle: Bürokratlar siyaseti sahiplerine bırakmalı ve işini iyi yapmalıdır; bunun zaten siyasete olumlu yansımaları olacaktır. Özellikle yerel yönetim gibi hizmetin sonuçlarıyla hemen karşılaşıldığı bir kurumsal yapıda, alt kademelerin gereksiz siyasi işgüzarlıkları Başkana da zarar verir.
Dilerim önümüzdeki dönem, Büyükşehir Belediyemize seçim başarısı kazandıran çalışmalar gelişerek sürer; olumsuzluklardan gerekli dersler alınır ve sonuçta Belediye yönetimi takdir görürken, Mersin ve Mersinli hemşerilerim de kazançlı çıkar.
(devam edecek)