KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar döneminde,  Anavatan ve Kıbrıs arasındaki ilişkiler her geçen gün giderek zenginleşiyor, derinleşiyor. 

Adeta yıllarca süren ve farklı düzeylerde her iki ülke için maliyetleri olan ihmaller  telafi edilmeye çalışılıyor.

Elbette geçen sürede Kıbrıs için öngördüğümüz çözüm parametreleri değişti; uluslararası düzeyde politik ve stratejik ilişki kodları yenilendi; reel-politik konumlar  günümüz şartları içinde baştan tanımlandı. 

Sonuçta, genel olarak Kıbrıs meselesi, özelde de KKTC/TC ilişkileri tarihte olmadığı ölçüde önem ve değer kazandı.

Böyle bir süreçte, zamanın ruhunu okuyan, Anavatanla sorunsuz ilişkinin büyük anlamını kavrayan, vizyon sahibi bir “Devlet Adamı”nın KKTC Cumhurbaşkanı olması, tarihin seyri açısından hayati değerdedir.

Bu bağlamda Türkiye’den Kıbrıs’a karşılıklı ziyaretler yoğunlaştı, iletişim kanalları güçlendi.

Özellikle de KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar’ın son dönem ziyaretleri, konjoktürel olmanın ötesinde özel bir ilgiyi ve sevgiyi içeriyor.

* * *

KKTC Cumhurbaşkanı Sn.Tatar Elazığ’da, Malatya’da, Diyarbakır’da…” haberlerini okuyoruz. 

Kendileri her yerden davet alıyor ve davetlere karşılık veriyor; uğradığı her yerde büyük ilgi ve sevgi ile karşılanıyor.

Bu arada, Türkiye’de bazı kentler,  KKTC ile ilişkileri kentsel gelişim için bir imkân olarak görüyor ve buna uygun adımlar atıyor.

Konya, Kıbrıs’taki yeni inşaatların yapımını talep ediyor.

Hatay, Kıbrıs’la  ilişkilerinde öne çıkıyor, kısa zamanda da alt yapısı hazırlanmış 

olan deniz ulaşımı gerçekleşecek.  

Peki bu dinamik gelişmeler sırasında Mersin ne yapıyor?

Askeri hareketlilik süreçlerinde, lojistik akışta, yıllara dayalı olarak ulaşımda, en son olarak da su borularının bağlanmasında hep en ağır yükü taşıyan, KKTC’ye en yakın konumdaki Mersin neyin ne kadar farkında? 

Kentteki yönetim ve karar odakları KKTC/Mersin ilişkilerinin vaat ettiği imkânlar konusunda nasıl adımlar atıyor?

Bu sorular karşısında ağır bir suskunluktan başka ses yok!

Özellikle son bir yıldır yazıyorum; Kıbrıs’a en yakın il Mersin’in bu ilişkilerde ve işbirliğinde başı çekmesi gerekiyor.

Maalesef Belediyeler, Odalar, STK’ lar ve hatta Kıbrıs Başkonsolosluğu konuya ilgisiz!

Konu ile ilgili iki kez Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüştüm; kendileri ilettiğim soruna çok sıcak baktılar. 

Başkan, bürokratlarına gerekli talimatları verdi; fakat Belediye içindeki bürokratik işleyişe yerleşen bir anlaşılmaz irade var; bu irade, üstüne vazife olmadığı halde Merkezi İktidara aykırılığı, devlet kaynaklı hizmetlerin engellenmesini, belki de bu süreçte Belediyenin başarısız olmasını da göze alarak gerçekleştirmeyi görev biliyor! 

Nitekim, KKTC ile ilişkiler açısından kısmen resmi düzeyde, ama esas olarak sıradan gündelik hizmetler niteliğinde olan, bizzat Başkan Seçer’in de yakın durduğu bir basit sorunun çözümünü, Belediye içindeki bu negatif yapı engelledi!

(Oysa, söylemek bile gereksiz: Başkanın çevresindeki üst düzey bürokratik yapı, politik değil hizmet esaslı görev yapar; Başkanın açık talimatları dışında, gerektiğinde Başkanın haberi bile olmadan ona güç ve vizyon kazandıracak adımlar atar; kararlar alır.) 

Şimdi Mersin’in küçük ilçelerinden Anamur ve Anamur’un – kendisi küçük  ama etkisi büyük- Ticaret Odası ve  Başkanı önemli bir başarıya imza atarak  KKTC Cumhurbaşkanı’nı Anamur’a davet etti

Ayrıca TOBB Başkanı’nın da gelmesini sağlayarak büyük bir organizasyon gerçekleştiriyorlar.

Bu bağlamda, 10 gündür Anamur, Silifke ve Erdemli Belediyeleri, STK’lar ve gönüllü birçok kişi hazırlıklar için büyük gayretle ve tam bir işbirliği içerisinde çalışıyorlar. 

Tüm eski İçel ve Erdemli heyecanla Cumhurbaşkanı’nı bekliyor.

Civar illerden de hazırlıklara yardımcı olmak isteniyor ve aranıyor.

Ne kadar üzücüdür ki, Mersin kent dinamiklerinden hiç ses yok! 

Öyle ilgisizler ki,  programdan haberleri dahi olmayanlar var.

Bunu duyurması,  hazırlıklarda yardımcı olması, resmi ve özel kurumları teşvik etmesi gereken Kıbrıs Büyükelçiliği’nden ses yok! 

Maalesef Mersin’in sahipsizliğine, ilgisizliğine, göreve dışarıdan gelenler de, eğer bu duruma müsaitseler, kısa zamanda ayak uyduruyorlar.

Yıllardır büyük bir hazinenin üzerinde oturan Mersin’in bundan fayda üretememesinin tek nedeni, Mersin’in sahipsizliğidir.

Aklın, mantığın, görev bilincinin ve vicdanın açıklayamadığı bir trajik tablo!

Yazmaya, anlatmaya devam etmekten başka yapacak bir şey yok…

Belki bir gün duyarlık sağlanır, Mersin’in sahiplenilmesine katkısı olur umuduyla… 

Ben yine de hayatın olumlu yanını öne alıyorum ve KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar’ın Anamur odaklı bu anlamlı ziyaretlerini düzenleyen, hazırlıkların ve ziyaret  programının  mükemmelliği için emek harcayan herkesi;  Anamur Ticaret Odası ve değerli Başkanı başta olmak üzere  tüm emeği geçenleri kutluyorum.

Dilerim, yukarda kısaca not ettiğim ulusal ve uluslararası reel politik durum ve bu süreçte çok büyük değer kazanan Doğu Akdeniz ve Türkiye/KKTC ilişkileri bağlamında, Mersin durumun farkına varır; şartların vaat ettiği kentsel gelişim imkânları dikkate alınır;  KKTC’ye nisbeten uzak iller konuya hızla  dahil olurken, KKTC’ye en yakın durumdaki Mersin vaziyete seyirci kalmaya devam etmez…

HARUN ARSLAN…..10 Temmuz 2021