Fazıl TÜTÜNER
Akdeniz Opera ve Bale Kulübü hem yurt içinden ve dışından sanatçılar davet edip Mersin’de konserler düzenliyor. Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin, Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın, Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin etkinliklerine üyeleri için toplu bilet alımları yapıyor. Bu kez ilk olarak Mersin dışında bir konsere, İstanbul Uluslararası Müzik Festival’inin Aya İrini’deki kapanış konserine toplu gidildi. Sürekli şefi Sascha Goetzel yönetiminde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın sunduğu, kuşağının en iyi keman sanatçılarından Maxim Vengerov’un solist olarak yer aldığı konseri dinlenildi. 1500-1600 yıllık geçmişi olan, Topkapı Sarayı’nın dış avlusundaki Bizans’ın büyük kilisesi Aya İrini’de konser izlemek, hem geçmişle buluşmak, hem iyi sanatçılardan, dev bir kadrodan iyi müzik dinlemek büyük bir doyumdu. Maxim Vengerov sanatına bir süre ara vermiş olmasına karşın Antonin Dvorak’ın keman konçertosunu çok iyi sundu. Yoğun alkışlara teşekkür için Bach’ın Sarabande adlı eserini çaldı. Orkestranın sürekli şefi Sascha Goetzel yönetiminde büyük orkestra Mikhail Glinka’dan Ruslan ve Ludmilla Uvertürü, Richard Strauss’dan Böyle Buyurdu Zerdüşt’ü çaldı. Orkestradan alkışlara teşekkür olarak ülkemizin çağdaş çok sesli müziğinin sık çalınan eseri Ulvi Cemal Erkin’in Köçekçe Süiti’ni dinledik. Konserin bir Türk bestecinin eserinin mükemmel çalınışıyla son bulması izleyicileri çok etkiledi ve bu uzun süren alkışlara yansıdı. Konser başlamadan önce Aya İrini’nin hemen yanında, Topkapı Sarayı’nın büyük, yeşil bahçesinde, yüzyılları geride bırakan tarihi yapıtların arasında ve onları seyrederek çay yudumlamak ayrı bir keyifti.
Mersin’den gelenlere üç günlük dolu dolu bir İstanbul programı hazırlayan AKOB etkinlikler koordinatörü Demet Tarlakazan neler katmamıştı ki programa. Tarabya’da Kalendertepe’ye tırmanarak orman içinden, yükseklerden boğazı seyrettik. Pera Müzesi’nde ünlü ressam ve heykeltıraş İspanyol Manola Valdes’in çarpıcı eserlerini izledik. Jazz Lokali Nardiz’de jazz dinledik. Galatasaray’da tanınmış fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in adını taşıyan lokalde oturup, lezzetler atıştırıp, Beyoğlu’nda yürüyen canlı, rengârenk, dünyanın birçok yerinden gelmiş, çeşitli diller konuşan insanları ve İstanbulluları izledik. Galata Kulesi’nin dibindeki çayhanede şans eseri yer bulup, küçük masanın etrafında geniş bir daire oluşturarak çay içtik. Asmalı Mescit sokağında Sofyalı Restaurant’ta lezzetli tadlar aldık. Hafize Bilgen Hanım’ın doğum günü pastasından çevremizdeki turist masalarına da ikram ettik. Onlar da Hafize Hanımı kutlamaya alkışlarıyla katıldılar.
Boğazda Yeniköy’de, Avusturya Kültür Ofisi’nin tarihi binasında Avusturya Başkonsolosu Paul Jenewein ve Kültür Ofisi Müdürü Doris Danler ile birlikte olduk. Mersin’e davet edeceğimiz ve konserlerini düzenleyeceğimiz Avusturyalı sanatçıları görüştük ve biraz da boğazı seyrederek kahve içtik. Diğer gün Borusansanat’ı ziyaret ettik, müdür Ahmet Erenli Bey’le birlikte olduk. Mersin’de konuğumuz olarak çok başarılı bir konser vermiş olan Borusanquartet’i tekrar Mersin’e davet ettik. Ahmet Bey her yıl bir kez Borusanquartet’in Mersin’de konser vermesini kabul etti.
AKOB Mersin dışına da açılacak bundan böyle. Dergilerimizi yolluyoruz zaten ülkenin birçok kültür kurumuna, kültür ve sanat insanına. Artık biz de üyelerimizle birlikte ülkenin önemli festivallerine katılacağız arada bir. Kültür turları ile birleştirip, konserler izleyecek, gezip görecek, gittiğimiz yerlerdeki sanat kurumlarıyla, sanatçılarla yeni ilişkiler ve işbirlikleri gerçekleştireceğiz. Biraz daha şenlenecek hayatlar.