Hoş geldiniz

AKOB un ilk kez gerçekleştirdiği ‘Yazarlar Kitaplar Okurlar Buluşması’nın yazarlarımızın, okurlarımızın zihinlerinde yeni pencereler açmasını; okura ulaşamamış eserleri gün yüzüne çıkartmasını diliyoruz. Arzumuz bugünkü buluşmanın başarılı olması ve her yıl yinelenmesidir. Günden güne büyüyen, kökleri derine inmeye başlayan ve kurumlaşan AKOB un, bir sivil toplum örgütü olarak, (STK) kültür ve sanat sektörlerinde alanını, üretimini ve kadrosunu genişletmesinden; etkinliklerinin ilgi ve yankı bulmasından, kentimizde yazan, okuyan insanların ve yayımlanan eserlerin artmasından memnuniyet duyuyoruz

Bir ülkede sivil toplum örgütleri olması, o ülke için kazançtır. Ülkelere, yönetimlere, geçmiş dönemlere ve yönetim biçimlerine bakışlarımızı çevirdiğimizde, despotik baskıcı yönetimlerin egemen olduğu ülkelerde sivil toplum örgütlerinin tehdit olarak görüldüğünü/görülmüş olduğunu, yasaklandığını, çok sesliliğe tahammül edilemediğini görüyoruz. Kurmak için girişimde bulunulsa da, o örgüt devletin bir organı olmuştur/olacaktır. Demokrasiyle yönetilen, açık toplum olan, gelişmiş batılı ülkelerde sivil toplum örgütleri özgürdür,  topluma  yararlı çalışmalar yaparlar, devletten, yerel yönetimlerden destek görürler. Baskı ve sıkı denetim altında, tek sesliliğin egemen olduğu ülkelerde sivil toplum örgütleri varlıklarını özgürce sürdüremez,

Sivil toplumun devlet alanı dışında ayrı bir alan olarak kabul görmesi 18.yüzyıldan sonra olmuştur.  Sivil toplum örgütleri on dokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren bir şeyleri değiştirmek, sosyal hayatı düzenlemek, bireyler ve sınıflar arasında dengesizliği azaltmak, demokratik hakların geliştirilmesini sağlamak için; politik, sosyal, kültürel, hukuki alanlarda faal olmaya başlamış, topluma yararlı olma amacına yönelik olarak sosyal hareketler, vatandaş girişimleri başlatmışlar, düşünce kuruluşları kurmuşlardır.

Günümüzde STK lar açık, elverişli, özgür ortamlarda bilim, teknoloji, çevre, eğitim, ekonomi, sosyal ve toplumsal gelişim, hukuk, kadınlar, insan hakları, kültür, sanat, sağlık, hayvanlarla ilgili söylemler, programlar, yeni yaklaşımlar geliştirir, uygulanan yanlış olduğuna inandıkları siyasetlere, anlayışlara dikkat çeker, tartışır, değiştirilmesi/dönüştürülmesi için çağrılarda bulunur. STK ların sesine kulak kabartmak, yararlanmak, diyaloğa girmek, görevdeşlik oluşturmak, sınamada yararlı olacağı öngörülmüş çalışmaları desteklemek, çağımızın artık gereklerinden olmuştur.

Sivil toplum örgütleri düşünce kuruluşları, vatandaşlık girişimleri, sendikalar, vakıflar, dernekler, meslek odaları olarak çeşitlidir. TEMA, AKUT; LÖSEV; KIZILAY; YEŞİLAY; MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI; KADIN HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ; TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI; AÇEV; MEHMETÇİK VAKFI; ÇEVKO; ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ; TÜSİAD; HAYKOD ülkemizden verilebilecek Sivil toplum örgütlerinTK örneklerindendir.

Sivil Toplum Örgütleri devletin hizmet götüremediği yerlere hizmet götüren, siyaseti sadece siyasi partilere indirgemeyen; kent/bölge/ ülke yönetimine, topluma etkili, verimli katkı sağlayan topluluklardır.*  Kar amacı gütmeyen, halkı daha aktif yapan/yapmak isteyen, çoğulcu demokrasiden, katılımcı demokrasiye; bireysellikten toplumsallığa geçmeyi teşvik eden yerel veya bölgesel veya ulusal veya küresel oluşumlardır. GREENPEACE, KIZILHAÇ, PEN (Dünya Yazarlar Birliği),  küresel Sivil Toplum örgütlerine  verilecek örneklerdendir

2009 yılının sayımına göre ülkemizde 150.000 STK bulunmaktadır. Bunların 60.000 i hemşeri dernekleri, 5.000 kadarı meslek odaları, 3.000 i vakıflardır. Bazıları devletin himayesinde,  yönetimin olanaklarından faydalanarak, devletin gücü ile bütünleşerek, fakat özgürlüğünden feragat ederek çalışmak yolunu seçmektedir. Meslek odaları gibi bazı Sivil toplum örgütleri yarı resmi kurumlardır.

Sivil toplum örgütlerinin kalıcı, verimli, etkin olabilmesi için: cemaat, kabile benzeri yaşam, yönetim ve bir arada olma şekillerinin dışına çıkmaları şarttır. Sivil toplum örgütlerinin nepotizmi,  yani himayeciliği, kayırmacılığı terk etmesi; dinsel, etnik, ideolojik kıstasları, var olma ölçüleri yapmaması; bilakis farklılıkları, çeşitliliği, eşitliği ve toplum yararını öncelemelidirler.

STK lar toplumun ilerlemesine, gelişmesine, refahını arttırmasına katkıda bulunan topluluklar olduğu için, yerel yönetimler ve merkezi hükümet yararlı oldukları kanıtlanmış sivil toplum örgütlerinin projelerine, mekân gereksinmelerine katkıda bulunmalıdır. Avrupa Birliği yılda 2 milyar Euro’yu sivil toplum örgütlerinin projelerine aktarmaktadır.

Sivil toplum örgütlerine verilen desteklere 1987 yılına kadar on dört sene yaşadığım Viyana’dan bazı örnekler vermek istiyorum.

Viyana, Josefstadt semtinde, Mersin’de yok edilmiş tarihi Azakhan’a benzer, iki katlı, odaların kapıları ortadaki avluya bakan, eski yapı için belediye yıkım kararı almıştı. Semt sakinleri ve Viyanalılar, binanın yıkılmamasını, yenileştirilerek kültür, sanat, kişisel gelişim amaçlı kullanılması için imza kampanyası başlattılar. Bina kurtarıldı, bugün salonlarında kültür ve sanat hizmeti verilmektedir. Amerlinghaus  semt sakinleri tarafından yönetilen bir buluşma noktası, bir kültür mekanıdır.

Viyana’da geniş bir alana yayılan St. Marx mezbahası taşınacak ve geniş alanı imara açılacaktı. Viyanalıların başlattıkları kampanyalar sonunda alan, büyük konserlerin düzenlenebileceği açık hava konserleri gençlik merkezi ”Arena Viyana”ya dönüştürüldü. Günümüzde on bin, yirmi bin insanın açık havada konserler izlediği, gençler tarafından yönetilen, bir konser alanına dönüştürüldü.

İçel Sanat Kulübü’nün Almanya’da kardeş derneği Herrenhof Sanat Derneği kendisine tahsis edilmiş birçok binada faaliyet göstermektedir.

Viyana kent merkezinde, Schottentor’da, on dokuzuncu yüzyılda meslek lisesi (HTL) olarak inşa edilmiş ortasında avluları olan, üç dört katlı bina eskidiği için terk edildi ve arzu eden derneklere belediye tarafından salon tahsis edilmek üzere bir komünikasyon merkezine dönüştürüldü. Son durumunu bilmiyorum.

Mersin Yenişehir Belediyesi’nin kardeş şehri Neustadt a. D. Weinstrasse’nin, birçok paydaşın para aktardığı bir kuratorium tarafından yönetilen  Halk Eğitim Merkezi’nde, (Volkshochschule) her yaştan insanın yararlanabileceği yılda dört yüze yakın, günlük, aylık, yarıyıllık kurslar düzenlenmektedir. Yılda 5500 insan kurslara katılmaktadır.(web sitesinden çalışmaları izlenebilir)

İçel Sanat Kulübü’ne önceki valiler Özdemir Hanoğlu ve Teoman Ünüsan tarafından kültür ve sanat amaçlı kullanmak üzere üç eski Mersin evi tahsis edilmişti. Sanat Kulübü’nün onardığı evlerde binlerce sanatsal etkinlik gerçekleştirildi. Binaların mülkiyetinin özel idareden Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne geçmesiyle, iki binanın kullanımı Sanat Kulübü’nden alındı, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kullanımına verildi. Binaların tekrar bir Sivil toplum kuruluşu olan İçel Sanat Kulübü’ne, toplumun yararı için, kültür sanat amaçlı kullanmak üzere tahsis edilmesi gerekir. Kentimizin tarihsel dokusu içinde, Uray Caddesi çevresinde, yer alan eski binalar restore edilmelidir. Bu binaların uygun olanlarının da kültür, sanat amaçlı sivil toplum kuruluşlarına tahsis edilmesi ile kent merkezinde bir çekim merkezi yaratılabilir

Yıllardır faydalı hizmetlerine tanıklık edilen sivil toplum örgütlerine destek olmak, toplumun ilerlemesine, gelişmesine, zenginleşmesine destek olmak demektir. Yazarlar, kitaplar okurlar  buluşması etkinliğimiz,  yazanları güçlendirecek, okuyanların ufkunu genişletecektir. Elbet her yazarın yazacağı, söyleyeceği sözü var. Dinleyelim, birikimimizi, donanımımızı büyütelim.  Her birikim eninde sonunda üretime dönüşür, üretelim. Görevdeşlikte, işbirliğinde birleşelim. Yüce işler yapması için insanımızın önünü açalım.